Ara
Kapat

İnşaat Dünyası Dergisi'nin bu ayki konuğu Genel Direktörümüz Murat Savcı oldu

İnşaat sektörünün yakından takip ettiği İnşaat Dünyası Dergisi, ayın konuğu köşesinde bu ay Genel Direktörümüz Murat Savcı’yı ağırladı. 
İzocam’ın mevcut durumu, 2021 hedefleri, İzocam’ın insan sağlığına verdiği önem ve sürdürülebilirlik yaklaşımları ile ilgili önemli açıklamaların yer aldığı röportaja DEVAMI butonunu tıklayarak ulaşabilirsiniz.

    1. 2021 yılı İzocam açısından nasıl başladı? Şu an nasıl bir yoğunluk içindesiniz? 

Pandemi ortamı nedeniyle çok farklı dinamikleri içeren zorlu bir yılı geride bıraktık. Bu süreçte rakiplerimizin bir kısmı üretime ara verdi. Ancak, biz sürecin başından beri, ülkemizin geleceği için iş yaşamının devam etmesi gerektiği bilinci ile hareket ettik. Sağlık açısından gereken önlemleri en üst düzeyde tutarak üretim ve ticari faaliyetlerimizi sürdürdük. Bu süreçte üretim programımızı ve stoklarımızı piyasanın taleplerine göre hızla yeniden şekillendirdik. Bu dönemde özellikle, pandemi için inşası başlayan hastanelere ürün teminini önceliklendirdik. İstanbul Atatürk Havalimanı Sahra Hastanesine, Sancaktepe Sahra Hastanesi’ne ve Ankara Keçiören Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi ek binasına ürün sağlayarak hastanelerimizin ihtiyaçlarını zamanında teslim ettik.

Diğer taraftan, 2020 yatırımlara hız verdiğimiz bir sene oldu. Ar-Ge çalışmaları başta olmak üzere birçok iç proje de gündemimizde yer aldı… Hem tesislerimizde hem de yönetim ofislerimizde pek çok konuda yeni teknolojilerin uygulamasını hayata geçirdik. Bu çalışmaları planlarken, inovatif ve müşteri odaklı yaklaşımlarla satış sonrası destek hizmetlerimizi iyileştirici projeleri önceliklendirdik. 

Bu sayede de 2020 yılını;  pazar payımızı büyüterek önceki yıla oranla yüzde 30’a yakın bir artış ile  660 milyon TL’nin üzerinde ciro ile kapattık. Ciromuzun %20’sini ihracat faaliyetlerimiz oluşturdu.

2021 yılını da geride bıraktığımız bu başarılı dönemin motivasyonuyla sektörümüze yön verecek yatırımların yanı sıra hem iç pazarda hem de dış pazarlarda büyüme hedefleriyle adım attık. Bu yıl üretim miktarlarımızı arttırarak, ürün çeşitliliğimizi zenginleştirerek, pazar payımızı daha da arttırmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda Ar-Ge çalışmaları başta olmak üzere, hizmet ve servis kalitemizi iyileştirici yeni projeler gündemimizde yer alıyor.

Şu an gündemimizde yoğun şekilde tesislerimizde ve dijital alanda yaptığımız yatırımlar ile sağlıklı yalıtım ürünleri konusunda farkındalık arttırıcı porjeler var. Çevre, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili fark yaratacak projelerimizin başında, Tarsus tesisinde yaptığımız baca filtresi yatırımı geliyor. Tesisimizin çevresel koşullarla en uyumlu şekilde çalışmasını sağlamak üzere attığımız bu çevre dostu teknolojik yatırımla, dünya standartlarında hava emisyon değerlerine ulaşmayı hedefliyoruz. Sera gazı salımını standartların çok altına çekecek olan yeni baca filtresi ile sürdürebilir bir dünya için yaptığımız katkıyı bir üst seviyeye taşımayı amaçlıyoruz.

Diğer taraftan gelişen teknolojiyle birlikte, iş yapış biçimlerimizde çağın gerektirdiği değişimi gerçekleştirmek amacıyla müşteri odaklı dijitalleşme yatırımlarımız devam ediyor. Geçen sene müşterilerimize sunduğumuz hizmet sürelerini kısaltan ve verilerin güvenliğini artıran SAP uygulamasını devreye aldık. SAP sayesinde talimat sistemi kaldırıldı ve en önemlisi de müşterilere sunulacak hizmet taahhütnamelerini yerine getirecek süreçler kurgulandı. Ayrıca, üretim planlama faaliyetlerini iyileştiren MRP sistemi kullanılmaya başlandı ve Kalite, Çevre, İş Sağlığı ve Güvenliği gibi fonksiyonlar iş süreçlerine entegre edildi. SAP sistemine geçişle birlikte, bayilerimize yönelik bir e-shop uygulaması olan İzocam 24 Bayi Portalı da SAP ile entegre bir sistem olarak yenilendi. Bu sene de İzocam 24’ü ihracat bayilerimize açmaya ve bu kanaldan yaptığımız satışları artırmaya yönelik geliştirme projelerimiz devam ediyor.

İnsanı merkeze alan bir şirket olarak, dijital çalışan deneyimine odaklı yatırımlarımız da şu an üzerinde çalıştığımız konuların başında yer alıyor. Bu kapsamda 2020’nin sonunda devreye aldığımız SAP SuccessFactors temelli yeni online platformumuz olan DEEP’deki çalışmalarımız bu yıl da yeni modüller eklenerek devam ediyor. 

Yine sağlığın önemli bir değer olduğunu hatırladığımız bu günlerde, insan sağlığını gözeten yalıtım ürünlerinin kullanılması gerekliliği üzerinde yoğunlaştığımız çalışmalarımız devam ediyor.  Uzun yıllardır ülkemizdeki yasaların şart koşmamasına rağmen insan sağlığına zarar vermeyen yalıtım ürünleri üretmeye, bu alanda yatırım yapmaya devam etmiş bir firma olarak, mineral yün ürünlerimizin uzun yıllardır sahip oldukları EUCEB belgesinin önemini dile getirdiğimiz bir reklam kampanyası yürütüyoruz. Diğer taraftan paydaşlarımıza yönelik, XPS ve EPS ürünlerin kalıcı bir organik kirletici olarak tanımlanan HBCD içermemesi yönünde uyarıcı faaliyetlerimize devam ediyoruz.

Son olarak, geçtiğimiz dönemde mineral yün ürün grubumuzun ambalajlarını yenilemeye başlamıştık. İlk olarak İzocam Camyünü’nün ambalajlarını, Birleşmiş Milletlerin Sürdürülebilir Kalkınma için belirlediği küresel hedeflere olan katkısını vurgulayacak şekilde yeniledik. Bu sene İzocam Taşyünü’nün ambalajlarını insan sağlığına ve çevreye duyarlılığını da ifade ederek yeniden tasarladık. Yarı şeffaf beyaz olan yeni ambalajlarda daha az boya kullanımına yer verilerek, ambalaj boyları ve kullanılan paketleme miktarları yeniden düzenlenerek çevre dostu bir ambalajlama hedefledik.

    2. Pandemi ile mücadelemiz devam ediyor. Bu dönem hem firmanız hem de faaliyet alanınızda neleri daha da görünür kıldı? Gelişmeler mevcut yol haritanızda değişimler yarattı mı? 

Gündemimize, pandemi sürecinde sektörü etkileyen ve önümüzdeki dönem daha çok etkileyeceğini düşündüğümüz yeni gündem maddeleri eklendi. Bu süreçte insanlar evlerinde daha çok vakit geçirmeye başladı ve “konfor” ihtiyacı daha da görünür oldu. Isıl konforun yanı sıra akustik konfor özellikle bu dönemde daha çok önem kazandı. 

Diğer taraftan pandemi sürecinde daha çok evlere kapandık, çoğumuz gerek ev içinde gerekse komşu gürültüsü ile yaşamaya çalıştık. Kimi zaman sokaktan gelen sesler bizleri daha çok zorladı. Tüm alanlarda istenilen sessizliğe ulaşmada dış cephe yalıtımıyla birlikte yapıların iç duvar yüzeyleri, ara bölmelerinde ve katlar arasında doğru ürünlerle yalıtımın uygulanması önem taşıyor. Bu açıdan mineral yün bazlı, ses yutuculuğu yüksek yeni ürünleri pazara hazırlıyoruz. Görüldüğü üzere, ihtiyaçların şekillenmesi ile birlikte “konfor” garanti eden yeni ürünler sektörde farklılaşma sağlayacaktır. 

Pandemi sonrası az katlı ve bahçeli evlere olan talebin artması ve yazlıkların tüm yıl kullanılmaya başlaması, yazlıklarda göz ardı edilen ısıl konfor ihtiyacını artırdı. Burada da sektör için yeni bir potansiyel açığa çıktı. Burada önümüzdeki yılda özellikle renovasyon pazarında artış öngörüyoruz.

Diğer taraftan multi konfor bina gibi doğaya dost, insan sağlığını önemseyen yapılar sektör için bir fırsat olmaya başladı. Sıfıra yakın enerjili ev kavramından türeyen, sürdürülebilir,ekolojik, ekonomik ve sosyal etmenleri göz önünde bulunduran “Multi Konfor Binalar”, yalıtımsız bir binaya göre en az % 90 enerji tasarrufu hedefliyor. Bu binalar, özellikle Türkiye gibi enerjisinin dörtte üçünden fazlasını ithal etmekte olan ülkelerde dışa bağımlılığı azaltıcı katkılar sağlıyor. Önümüzdeki dönemde multi konfor binalar gündemimizde daha çok yer alacak.

İzocam olarak pandemi öncesinde de biz bu ihtiyaçların farkında olarak hareket ediyorduk. Ar-Ge çalışmalarımızı ve yeni ürün planlarımızı doğru öngörülerle şekillendirdiğimiz için pandemi yol haritamızda bir değişiklik yaratmadı. 

    3. İzocam’ın özellikle ihracat tarafında ulaştığı büyüklüğü de konuşmak isteriz. 2020 yılına dair ihracat karneniz nasıl? 

Pandemi sürecinde üretim programımızı ve stoklarımızı, değişen pazar ihtiyaçları doğrultusunda hızla adapte edebildik. Bu esneklik kabiliyetinin sonucu olarak, ihracat pazarlarımızda da iyi bir satış ivmesi yakaladık.

İhracatı 600.000 m³’ü aşan bir firma olarak, ciromuzun %20’sini ihracat gelirlerimiz oluşturuyor. 20 yerleşik bayimiz ve 200 alt bayimiz ile Orta Doğu iklimlendirme pazarının en önemli üreticisi olma konumumuzu koruduk.

2020 yılında, coğrafi yayılımımızı genişletme çalışmalarımız devam etti. Başta Türki Cumhuriyetler, Afrika, Balkanlar, Asya ve Ortadoğu olmak üzere ihracat faaliyetlerimizi aralıksız sürdürdük.

Bu yıl ise, ihracatın ciromuz içindeki payını artırmayı hedefliyoruz. Bu nedenle ihracatta yeni pazar arayışlarımız devam ediyor. Mevcutta yer aldığımız ülke pazarlarındaki bayi ağımızı genişletirken, potansiyel olarak gördüğümüz pazarlarda da yeni bayilikler vereceğiz. Özellikle son 2 yılda odaklandığımız Orta Afrika’daki pazar arayışlarımız önümüzdeki dönemde de devam edecek. Diğer taraftan BDT ülkelerinde tanıtım faaliyetlerimizi artıracağız.


    4. Portföyünüze yakın zamanda dâhil olan ürünleri tanıyabilir miyiz? İzocam, 2021 yılında sektörü hangi yeniliklerle tanıştıracak? 

Bizim için pazarın ihtiyaçları doğrultusunda, sektöre yeni ürünler kazandırmak oldukça önemli bir konu. Bu nedenle de uzun yıllardır takip ettiğimiz bir başarı göstergemiz var: Yeni ürünlerin ciromuz içindeki payı yani “inovasyon katsayısı”. Şu an yeni ürünlerin ciromuz içindeki payı %20,5 oranında yani diyebiliriz ki, pazarın talep ettiği her 5 üründen biri yeni ürün statüsünde.  Bu hedefimizi 2021’de de koruyacağız.

İnovasyon kavramının sadece yeni bir ürünle ilgili olmadığının da farkındayız. Bu nedenle üretimin yanı sıra ürünün verimli şekilde nakliyesi, kolay taşınması, avantajlı depolanması ve kolay uygulanması konularına da yoğunlaşıyor, bu konular için akılcı çözümler üretmeye çalışıyoruz.

İzocam olarak ihtiyaca uygun ürün geliştirme vizyonumuzdan yola çıkarak geçtiğimiz dönemde mineral yün ürün grubumuza 3 yeni ürün kazandırdık. Ar-Ge çalışmalarımız sayesinde hafif ara bölmelerde kullanılmak üzere geri dönüşümlü malzemeler kullanarak geliştirdiğimiz, İzocam Mineral Yün Ara Bölme Levhası usta dostu bir ürün… Mineral yün ürün grubumuza eklediğimiz diğer bir ürün ise Endüstriyel binalarda, yerinde yapılan metal çatı ve cephe sistemlerinde kullanılmak üzere sektöre sunduğumuz ve farklı ısı yalıtım değerlerine sahip EBL ve EBL R+ ürünlerimiz oldu. Bu ürünler su itici özellikleri sayesinde bünyesine su almıyor. Mineral yün ürün serimizin üçüncü ürünü ise giydirme cephe uygulamalarında kullanılan Mineral Cephe Levhası. İzocam Mineral Cephe Levhasının üzeri camtülü kaplı olduğu için uygulama süresince hem dış ortam koşullarına karşı direnç sağlıyor, hem de havalandırmalı cephelerde hava akışıyla oluşabilecek malzeme yüzeyindeki deformasyonun önüne geçiliyor.  

2020’nin sonlarına doğru, parke sektörüne yönelik uygulama kolaylığı ve bütçe tasarrufu sunan kullanıcı dostu ürünlerimize de bir yenisini ekledik. Kullanımı yaygın olan laminat ve lamine parke altına uygulanmak üzere geliştirdiğimiz Nem Bariyerli Parke Altı PE, yüksek su buharı difüzyon direnci sayesinde parkelerin betondan nem alarak şişmesini önlüyor. Uygulama kolaylığı ve bütçe tasarrufu sunan kullanıcı dostu ürünlerimizden biri olan Nem Bariyerli Parke Altı PE Şilte, üstün su buharı direnci ve ses yalıtımı özelliği ile öne çıkıyor.

Diğer taraftan Termoekonomik olarak ifade ettiğimiz, özellikle tesisat yalıtımı için tercih edilen İzocam Optiflex’in mü değerini yakın bir zamanda yeniledik. µ 5000 özelliği ile daha az maliyete daha iyi yoğuşma kontrolü ve ısı yalıtımı sağlayan bu ürünümüz CFC içermeyen formülü sayesinde ozon tabakasına da dost bir ürün.

Sandviç panel tarafında ise, geçtiğimiz sene sinüs dalgaları ile sandviç panellere estetik kazandıran mineral yün bazlı İzocam Tekiz Sinüs Panel’i piyasaya sunmuştuk. Bu sene de sanayi ve endüstriyel yapılarda yeni yalıtım çözümlerine odaklanmaya devam edeceğiz. Sandviç panel sektörü için geliştirmeyi planladığımız ürünlerde ısı ve ses yalıtımının yanında yangın güvenliği de ön planda olacak. 

Diğer taraftan önümüzdeki günlerde, günümüz koşullarında dikkat çeken bir ihtiyaç olan ses yalıtımı çözümlerine de yoğunlaşacağız. Pandemi sürecinde daha çok evlere kapandık, çoğumuz gerek ev içinde gerekse komşu gürültüsü ile yaşamaya çalıştık. Kimi zaman sokaktan gelen sesler bizleri daha çok zorladı. Tüm alanlarda istenilen sessizliğe ulaşmada dış cephe yalıtımıyla birlikte yapıların iç duvar yüzeyleri, ara bölmelerinde ve katlar arasında doğru ürünlerle yalıtımın uygulanması önem taşıyor. Bu açıdan mineral yün bazlı, ses yutuculuğu yüksek yeni ürünleri pazara sunmayı hedefliyoruz.

2017 yılında yürürlüğe giren “Binaların Gürültüye Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik”  sanayi dışındaki binaların her türlü duvar ve döşeme kesitinin sağlaması gereken minimum ses azaltım değerini (Rw) içeriyor.  Biz de yanmayan, yüksek ısı yalıtımına ek olarak ses ve titreşim yalıtımına da katkı sağlayan akustik konfor sunan yeni ürünleri sektöre kazandıracağız. Gürültünün sönümlenmesini sağlayacak, iletilmesini önleyecek ve hacim akustiği de sunacak olan yeni ürünler binanın genelinde ve dairelerde istenilen sessizlik konforunu sağlayacak.

    5. İzocam’ın son zamanlardaki sürdürülebilirlik ve insan sağlığı yaklaşımının detaylarını paylaşır mısınız? 

2020 yılının bizlere en büyük öğretisi; sağlığın her koşulda özen gösterilmesi gereken bir değer olduğuydu. Sağlıklı yaşamanın her canlının temel hakkı olduğuna inanıyoruz. Sağlıklı yaşam hakkını elde etmek için insan sağlığını gözeten yalıtım ürünlerinin kullanılması gerekliliği üzerinde yoğunlaştık ve ülkemizdeki yasaların şart koşmamasına rağmen insan sağlığına zarar vermeyen yalıtım ürünleri üretmeye, bu alanda yatırım yapmaya devam ettik. Özellikle mineral yün ürün grubumuz için EUCEB belgeli ürünlerin önemimi vurguladığımız bir reklam kampanyası yürüttük. 
Türkiye’nin ilk yalıtım firması olarak gelecek nesiller için insan sağlığını ve çevreyi koruma konusunda da yalıtım sektörüne liderlik ediyoruz. Ülkemizdeki yasaların zorunlu tutmamasına rağmen, geri dönüşümlü malzemelerin kullanıldığı, insan sağlığına zarar vermediği kanıtlanmış ürünler üretmeye özen gösteriyoruz. 13 yıldır, İzocam Taşyünü ve 12 yıldır İzocam Camyünü ürünlerde EUCEB sertifikası için yapmış olduğumuz sürekli yatırımlarla sektörde ilk olmanın ve bu konuda da sektöre liderlik etmenin ayrıcalığını yaşıyoruz.

İzocam marka mineral yünler, sahip oldukları EUCEB sertifikası ile insan sağlığına zarar vermeyen ürünler olduklarını uluslararası standartlarla kanıtlıyor. Deri ve solunum yoluyla vücuda nüfuz eden elyafların, vücuttan çözünerek atıldığını ispatlayan EUCEB sertifikası ile İzocam taşyünü ve camyünü ürünlerin kanserojen olmadığı bağımsız bir kurum tarafından belgelenmiş oluyor. EUCEB sertifikası olan ürünler sürekli test edilerek, elyafların zararsız olduğu sertifika süresince garanti ediliyor.

İzocam olarak sağlığın özellikle önem kazandığı bu dönemde, yalnızca EUCEB gerekliliklerini karşılayan üreticilerin ambalajlarında yer alan EUCEB logosunun, bir işaretten çok daha derin bir anlam içerdiğine dikkat çekmek istiyoruz. EUCEB denetiminden başarı ile geçen ürünlerin ambalajında ve/veya etiketinde EUCEB logosunun kullanımına onay verilir. Böylelikle tüketiciler güvenli ve sağlıklı yalıtım malzemelerini ambalaj ve/veya etiket üzerindeki logodan kolayca tespit edebilir. Ayrıca EUCEB adına denetimleri yürütmekte olan bağımsız belgelendirme kuruluşu BCCA’nın (Belçika Yapı Belgelendirme Kurumu) websitesi üzerinden de üreticilerin EUCEB Sertifikalarının olup olmadığı ve bu sertifikanın hangi ürünleri kapsadığı kontrol edilebilir.

Yaşam alanlarımız en değerli varlığımız ve bu varlığın arkasında hangi yalıtım ürünlerinin kullanıldığının bilinmesi ise herkesin hakkı olduğuna inanıyoruz. EUCEB sertifikası ile birlikte TSE ve CE belgelerine de sahip olan İzocam mineral yün ürünleri, yüksek standartlarda sunduğu ısı ve ses yalıtımının yanında A1 sınıfı yanmaz özelliğiyle binaların yangın güvenliğini de arttırıyor. İzocam Taşyünü ve Camyünü, üretiminde kullanılan geri dönüştürülmüş malzemeler sayesinde, kullanılan binaların LEED - BREAM gibi yeşil bina sertifikası almalarına da olanak sağlıyor.

İzocam olarak dikkat çekmek istediğimiz bir diğer konu ise kalıcı organik kirletici içeren Polistiren bazlı yalıtım ürünleri… XPS (Ekstrüde Polistiren) ve EPS (Expande Polistiren) ürünleri  alınırken “HBCD Free” (HBCD içermez) olduğuna dikkat edilmesi gerekiyor. Konuyla ilgili detaylı bilginin yer aldığı “Kalıcı Organik Kirleticiler Hakkında Yönetmelik” 14 Kasım 2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlandı ve 2019 yılının Kasım ayından itibaren polistiren hammaddeli XPS ve EPS ürünlerde HBDC’nin kullanımı yasaklandı. Yönetmelik, HBDC’nin kullanımını yasaklayarak insan sağlığını ve çevreyi, kalıcı organik kirleticilerin olumsuz etkilerinden korumayı hedefliyor.

Kalıcı bir organik kirletici olarak tanımlanan HBCD  polimer ateşlemeyi geciktirmek ve doğabilecek yangın oluşumunu yavaşlatmak için alev geciktirici katkı maddesi olarak kullanılıyor. Bu madde, Türkiye’nin 12 Ocak 2010 tarihi itibariyle taraf olduğu Stockholm Sözleşmesinin A Ek’inde ortadan kaldırılması gereken kirleticiler arasında listelenmiştir. Kasım 2014'te sözleşmeye taraf olan ülkelerin çoğunda yapılan değişiklik yürürlüğe girmiş ve HBCD stoklarının ortadan kaldırılmasının yanı sıra bu kimyasalın kullanımının/uygulanmasının, üretiminin, ithalat ve ihracatının yasaklanması ve/veya kısıtlanması için eylem planlarını hazırlamaları zorunlu hale gelmiştir. 

İzocam sürdürülebilir ve sağlıklı yarınlar için farkındalıkla hareket ediyor. Sağlığa zarar vermediği EUCEB ile kanıtlanmış olan İzocam Taşyünü, İzocam Camyünü’nün ve HBCD içermeden ısı yalıtımı sağladığı için sürdürülebilirlik katkısı yüksek XPS ürün olan İzocam Foamboard ürünlerinin diğer bir önemli özelliği ise; Birleşmiş Milletler’in küresel iklim değişikliği ile mücadele kapsamında geliştirdiği “Sürdürülebilir Kalkınma İçin 17 Küresel Hedef”in 8’ine de doğrudan katkıda bulunmalarıdır. Bu ürünler, sahip oldukları özellikler ve sundukları faydalar sayesinde; “Sağlıklı Bireyler”, “Erişilebilir ve Temiz Enerji”, “İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme”, “Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı”, “Sürdürülebilir Şehir ve Yaşam Alanları”, “Sorumlu Üretim ve Tüketim”, “İklim Eylemi” ve “Hedefler için Ortaklıklar” gibi 2030 yılına kadar tamamlanması beklenen ve geleceğimize yatırım yapan önemli hedeflere ulaşılmasına destek olmaktadır. 


    6. Sürdürülebilir yapıların ve sürdürülebilir bir geleceğin inşasında yalıtım nasıl bir öneme sahip? Ülke olarak bu noktada ivedilikle atmamız gereken adımlar sizce neler? 

Dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de enerjiye olan talep her geçen yıl artıyor. Buna karşın, petrol, doğalgaz ve kömür gibi enerji kaynakları hızla tükeniyor. Enerjide büyük oranda dışa bağımlı olan Türkiye'de alternatif enerji kaynaklarına yatırımın yanı sıra, enerji verimliliğine yani tasarrufa yatırım yapmak büyük önem taşıyor. Var olan enerji kaynaklarının akılcı, israf edilmeden, gerektiği kadar ve verimli kullanılmasında ise doğru yapılmış yalıtım uygulamaları kilit rol üstleniyor.

Tükettiğimiz enerjinin yaklaşık dörtte üçünü dışarıdan ithal ediyoruz. Bu düzeyiyle enerji ithalatı, dış ticaret açığımızın en önemli kısmını oluşturuyor. Cari açığı daha düşük seviyelere indirmek ve enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmak için enerji verimliliği ve iyi yalıtım uygulamaları şart. 

Doğru malzeme ve uygun kalınlık ile yalıtım yapılan binalar, enerji tasarrufu için atılacak en büyük adımdır. Sıfıra yakın enerjili ev kavramından türemiş ve biyo iklimsel tasarımı hedefleyen, sürdürülebilir, ekolojik, ekonomik ve sosyal etmenleri göz önünde bulunduran ‘Multi Konfor Binalar’, yüksek enerji tasarrufuyla birlikte azami ısıl konfor sunuyor. Türkiye gibi enerjisinin dörtte üçünden fazlasını ithal etmekte olan ülkelerde dışa bağımlılığı azaltıcı katkılar sağlıyor.

Ülkemizde yalıtım sektörü 11 milyon m³’lük bir pazara sahip ve kişi başına 5,5 m2 yalıtım malzemesi tüketimi olduğunu görüyoruz. Avrupa nispeten doygun bir pazar olmasına rağmen kişi başı ortalama 12 m2 yıllık yalıtım tüketimi bulunuyor, Almanya’da bu değer 15 m2’lere çıkıyor. Geçmiş yıllara göre kıyasladığımızda toplumun yalıtım bilincinde önemli bir artış olduğunu biliyoruz ancak daha alınacak çok yolumuz olduğu da bir gerçek. Türkiye’deki 10 milyonun üzerinde binanın iyimser bir tahminle sadece yüzde 20’si TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kurallarına uygun yalıtılmış durumda…

1 Ocak 2020 itibariyle yürürlüğe giren Enerji Kimlik Belgesi (EKB) zorunluluğu mevcut binalarda da binaların ısı yalıtımı açısından değerinin belirlenmesini görünür kıldı. EKB’nin binaların alınması, satılması hatta kiralanması sırasında ibraz edilmesi gerektiğini artık biliyoruz. 
Enerji Kimlik Belgesi, orta vadede bizim de çok önemli olduğunu düşündüğümüz binalarda enerji tasarrufu sağlanması konusunda ciddi bir katkı sağlayacak. Eski binalarda belge mevcut duruma göre veriliyor ancak yeni yapılacak veya yapılmakta olan binaların EKB sınıfının en az C sınıfı gerekliliklerini sağlaması gerekiyor. Bu ancak inşaat sırasında ısı yalıtımı standartlarına uygun olarak tasarlanırsa sağlanabilir. Önümüzdeki dönemde ruhsat için başvuracak olan halen inşaatı devam eden binaların ve yeni inşaatlara başlayacak olan binaların sorumluları bu konuyu mutlaka dikkate almalı.

Sürdürülebilir bir gelecek için, yalıtım uygulamalarının yaygınlaşması gerekir. Sadece yönetmeliklere uygun yapılan yalıtım ile bir bina, yalıtımsız bir binaya göre %60’ın üzerinde enerji tasarrufu sağlar. Yalıtım kendini geri ödeyen bir sistemdir. Ülke ve hane ekonomisine katkı sağlamasının yanı sıra salımlar ve çevreye katkısı da göz ardı edilemez boyuttadır. Dolayısıyla enerji verimliliği açısından, salımlar açısından teşvik edilmesi gereken yalıtım ürünleri ve yalıtım uygulamalarının KDV’sinin inşaat sektörünün bazı kollarında olduğu gibi %1’e inmesi önemli bir kaldıraç olacaktır.  

Enerji verimliliği amaçlı yalıtım teknolojilerinin desteklenmesi; sadece KDV indirimi değil, geliştirilecek özel destek mekanizmaları ile uygulamaların pratiğe geçirilmesi ve sıfıra yakın enerjili binaların özendirilmesi hem yalıtım sektörünün hem de sürdürülebilir yapıların gelişimini sağlayacaktır.

Biz de İzocam olarak üzerimize düşeni yapıyor, tüketiciye finansman desteği sağlama konusunda bankalarla işbirliği yaparak gerekli adımları atıyoruz. Geçtiğimiz ay Garanti BBVA ile iş birliği içinde İzocam’a özel bir limitte geliştirilen, dosya masrafsız “Bireysel Çevreci Bina Yalıtımı” için alışveriş kredisi, yalıtım yaptırmak isteyen ihtiyaç sahipleri için oldukça avantajlı.  Dosya masrafsız, 36 aya varan vade seçeneğiyle ödeme kolaylığı sunan kredi ile evine yalıtım malzemesi almak isteyen ya da binasını yalıtmak isteyen Garanti BBVA müşterileri ürün ve hizmetlerimizi İzocam bayilerinden kolaylıkla temin edebiliyorlar. 

    7. Yapıların iç-dış yalıtımı kadar önemli bir diğer konu da tesisat yalıtımı. Konunun önemini ve tesisat yalıtımının avantajlarını özetler misiniz? 

Unutmamamız gerekir ki, yalıtım ısı kazançları ve ısı kayıplarıyla beraber tesisatı da içine alacak şekilde binanın tümünü ilgilendiren sistemler bütünüdür. Tesisatlara uygulanan yalıtım, donma sonucunda oluşacak hasarları engellemenin yanı sıra enerjide yüzde 50’yi aşan oranda tasarruf sağlar.

Kış aylarında hava sıcaklığının eksilere düşmesiyle birlikte sıkça yaşanan donma kaynaklı boru ve su sayacı patlamaları her yıl yüzlerce su sayacının bozulmasına neden olurken patlayan su boruları da hasara ve su kayıplarına neden olur. Soğuk kış aylarında sıklıkla meydana gelen bu sorunları önlemek için boru ve sayaçlarda yalıtım yapılması büyük önem taşır.

İzocam olarak vanalar için özel ürettiğimiz, dış yüzeyi silikonlu cam kumaşı kaplı özel yalıtım ceketi, kapalı ya da açık ortamlardaki DIN, ANSI, API standartlarında üretilmiş bütün vana (pistonlu, küresel, kelebek vana vb.) ve pislik tutucuların ısı yalıtımında çözüm sunuyor ve donmayı engelliyor. Yine, İzocam Peflex Boru ürünümüz ise içinde su  bulunan her türlü tesisat elemanında yaşanabilecek donma sorununu önlüyor. Kaplamasız veya alüminyum folyo kaplı, polietilenden imal edilen İzocam Peflex Boru, boruların terlemeye veya donmaya karşı yalıtımında çözüm sağlıyor. 
 
Tesisat yalıtımı yapılmış olan binalarda, örneğin kış aylarında yanan kalorifer kazanından binaya dağılan borulardaki sıcak su, dairelere ulaşana kadar sıcaklığını ve dolayısıyla enerjisini koruyor. Aksi durumda ise, daireye ulaşana kadar borulardaki sıcaklık düşüyor, daire geç ısınıyor ve dönüş borusundaki su daha fazla soğuduğu için kazanın bunu tekrar ısıtması için daha fazla yakıt (enerji) harcaması gerekiyor. Borulardaki sıcaklığın belli bir derecenin altına düşmesi de kazanın verimliliğini düşürüyor. Borulardan geçen su sıcaklığının korunması ise ancak yalıtım sayesinde sağlanıyor. Sıcak su tesisatında ve iç ortam kullanımlarında camyününden imal edilen İzocam Prefabrik Camyünü Boru ile istenilen enerji verimliliğine erişme imkanı sağlanıyor. 

    8. 2021 beklentileriniz ve planlarınız doğrultusunda ilerliyor mu? İzocam’ın 2021 gündeminde ve hedefinde neler olacak? 
İzocam olarak 2021’de öncelikli hedefimiz, üretim kapasitemizi ve ürün çeşitliliğimizi hem iç piyasa hem de ihracat pazarlarındaki ihtiyaçlar doğrultusunda artırarak, sektör içerisindeki mevcut konumumuzu daha da güçlendirmek. Bu kapsamda ihracat pazarlarımızda Ar-Ge çalışmaları başta olmak üzere, hizmet ve servis kalitemizi iyileştirici yeni projeler gündemimizde yer alacak.

Sağlığın önemli bir değer olduğunun daha çok hissedildiği bu günlerde, sağlıklı yalıtımın önemine dikkat çekmeye devam edeceğiz. Sağlıklı yalıtımın hak olduğuna inanan bir firma olarak, üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz ve tüketiciyi sağlıklı yalıtım konusunda bilinçlendirmeye odaklanmaya devam edeceğiz.

Müşterilerimizin ürün ve hizmetlerimizden daha kolay faydalanabilmesi, gerekli finansman desteğinin sağlanabilmesi için bu yıl özel projeler gündemimizde… Son dönemde Garanti BBVA ile iş birliği içinde geliştirdiğimiz Bireysel Çevreci Bina Yalıtımı Kredisi uygulaması gibi müşterilerimize ödeme kolaylılığı sağlayan yeni projeler geliştirmeye devam edeceğiz. 

Ayrıca şu an %20 seviyesinde olan ihracatın ciromuz içindeki payını artırmayı hedefliyoruz. Bu nedenle ihracatta yeni pazar arayışlarımız devam edecek. Mevcutta yer aldığımız ülke pazarlarındaki bayi ağımızı genişletirken, potansiyel olarak gördüğümüz pazarlara da yeni bayilikler vereceğiz. Özellikle son iki yılda odaklandığımız Orta Afrika’daki pazar arayışlarımız önümüzdeki dönemde de devam edecek. Diğer taraftan BDT ülkelerinde tanıtım faaliyetlerimizi artıracağız.

Dijitalleşme alanında son iki yılda yaptığımız yatırımlar sayesinde artık çok daha çevik ve müşteri odaklı bir İzocam var. 2021’de de bu değerlerimizi korumak için dijital dünyada yeni projelere imza atacağız. 

Çevre, İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) her zaman önceliğimiz olduğu için iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili farkındalık yaratacak projeler 2021 yılında da gündemimizde yer alacak

Sektöre kazandırdığımız kaliteli ve güvenli ürünlerin yanında, sahip olduğumuz uzmanlık ve yalıtım konusunda verdiğimiz danışmanlık nedeniyle de tercih edilen bir markayız. Bu nedenle, 2021’de de alt yapı çalışmalarından havalimanlarına, enerji santrali projelerinden renovasyon projelerine, AVM’lerden fabrikalara, hastanelerden toplu konutlara kadar Türkiye’nin ve ihracat pazarlarımızın önde gelen projelerinde yer almayı hedefliyoruz.

Paylaş